Airbnb’se aylıklarda genelde %20’ye kadar indirim görüyorum ben bir müşteri olarak. 1 günlük = 670 olur. 670x30 = 20100. Oha çok fazlaymış.

20bin ver gitsin.

1400 dolar mi diyeyim 1500 dolar mi diyeyim. faturalar bende + dedigim gibi yilbasi gecesini de pas geicem.

20k lira 1365 dolar yapiyor

20k cok para diye dusunme, o olmasa baskalarina verme imkanin falan var, ama toplu yaptigi icin de arkadaslarin soyledigi gibi %20-25 gonlunuze gore indirim yapin gecin. bol kazanclar, 1400'u 1500'u size kalmis cok yuksek bulursa zaten cok yuksek geldi der diye dusunuyorum.

edit: elden, kayitsiz kuyutsuz bir sey yapilacaksa sikinti olabilir.

1500 dolar dersin pazarlık olayına girerse 50-100 inersin duruma göre.

Bizim burada otopark var gunlugu 50 ayligi 350 tl.
Asla aylik abone almiyor, gunluge de de devamli zam yapiyor ki kimse 1 gunden fazla kalamasin.
Bir arabanin 2 gun sabit durmasi yerine 10 arabanin 2 saat durmasi daha karli.

Adama yuksek fiyattan gecirmezsen gunluk surumden kazandigin paradan olacaksin.

ben 3+1 mutfagi da amerikan olmayan bir bi yerde oturuyorum yaklasik 20. katta falan. fikirtepe civarinda butun sehir gozukuyor, eglenceli bence. camlar kirleniyor bazi siteler disardan temizliyor, bazilari temizlemiyor.

30-50 m2 sikici gercekten.

o kadar kucuk bir daireyse sehir merkezinde, sokaga adim atinca her turlu olanaga erisimi olan bir konumda olmasi lazim. rezidansta hem izole hem de minicik daire cekilmez.

Rekorum 16. kat studyo daire, 20m2 falandi. Bekar/ogrenci falan iken etkilemez zira evi otel gibi kullaniyorsun. Bence 5-6 kattan sonrasi "insancil" degil, o katlara kadar agaclar ulasabiliyor, ustune cikinca agactan topraktan kopuyorsun.

Ferah. Artısı bu.
Bir diğer artısı da bina içi spor tesisi.
Eksileri;
Bin küsür insan aynı binada. Ürkütücü. Mesai saatleri içerisinde 20 dakika asansör beklemeniz olası.
Sürekli moto kurye sirkülasyonu mevcut.
Camlar yılda bir asansör iskele yardımı ile temizleniyor genel olarak.
Airbnb, günlük kiralık 'hangi rezidans olursa olsun' had safhada.

25. kattayım, perdeyi sadece gün batımında çalışıyorsam güneşin gözümü almaması için kullanıyorum. ev geniş olduğu ve balkonlu olduğu için rahatım.

45. katta çok yakın arkadaşımın evi var, o kattan dolayı balkona veya tam açılan pencereye sahip değil, evi 90-100m2 ama pencere açılamadığı için 30m2 gibi hissediyorum o eve gittiğimde. camlar 2 ayda 1 kez dağcılar tarafından tertemiz siliniyor, o konuda bir problem yok. komşuluk ilişkisi yok, güvenlik çok sıkı, havuz ve spor salonu hizmeti var, kuru temizleme, market vs. 1 mesajla kapıya gelip kapıya getiriyor ürünleri.

iyi tarafları da var kötü tarafları da var. yaşam tarzına bağlı.

Oturduğum rezidansta ses yalıtımı hiç iyi değildi, ayrıca en üst kattayken kış mevsiminde bulutlardan manzara görünmüyordu. Komşular eline sonradan para geçen görgüsüz tayfadan değilse keyifli, değilse işkence.

önü açık bir binada, 26 katta, 70 m2 2+1'de oturuyorum cevaplayayım.

- perde kullanmamak, sürekli güneş ve gökyüzü görmek mükemmel bir şey.
- günün bir kısmını dışarıyı seyredip müzik dinleyerek geçiriyorum.
- güneş evin içine doğuyor, evin içine batıyor. o yüzden yazın aşırı sıcak oluyor evin içinde bronzlaşıyorsun, klima şart bu bir eksi.
- camlar büyük ve geniş olduğu için evin her yeri hep ışık alıyor, o yüzden evin küçüklüğü psikolojik olarak darlamıyor. bizimkinin 2 katı büyük ama ışık almayan evler gördüm, içinde durulmuyor güneş çok önemli.
- hayatını evinin küçük olduğuna göre belirliyorsun, ikea evi gibi yaşamaya alışmak zorundasın. misafir odam olsun, bir sürü eşyam olsun kafasındaki insanlara göre değil. ya da 50 kişi toplanıp parti yaparız dersen büyük rezidans dairelere bakman lazım ki epey pahalı.
- otopark, güvenlik spor salonu havuz vs'yi saymıyorum ama benim için çok önemli bir kriterdi.

en büyük eksisi --> gürültü kirliliği. yukarı çıktıkça şehrin tüm uğultusu sende toplanıyor. 20 sokak ilerideki egzos sesi bile geliyor. cam kapalıyken sorun değil de açıkken can sıkıcı.
diğer eksisi --> camlar tamamen açılmıyor gökdelen yönetmeliği gereği, hatta bazı dairelerde cam hiç açılmıyor. bizim 2 oda hiç açılmıyor, ek havalandırma var.
bi diğer eksi --> camlar yılda birkaç kez siliniyor, temizlik takıntın varsa sıkıntı, sürekli güneş evdeki tüm kiri tozu gösteriyor.

ben çok merak ediyordum, 4 senedir falan yaşıyoruz acayip keyif aldım, o yaşı da geçtim bir dahakine şehirden uzak ama villa tarzı bir yerde yaşamak istiyorum. istanbulda merkezi bi yerde yaşıyorsan ve ortalama üstü gelirin varsa, eski kafa takıntıları olmayan modern bi bireysen, aidat ödemek falan koymayacaksa bence mükemmel bir tercih.

söyleyip direkt ödemeye giderim. arabayı kilitlemem.

Merhaba, direkt selam verip benzin der ve benzin pompasını kullandığından emin olduktan sonra ödemeye giderim içeri aracı kilitleyerek.

-merhaba kolay gelsin.
-...
-fulleyelim.(arabayı kilitleyip içeri geçiş, depo dolana kadar kasa civarındaki ürünlere bakış)

söylerim. azıcık sağa sola bakınır gibi yapıp, kapıyı kilitleyip içeri geçerim.

Taşıt tanıma, arabadan inmem doldur derim ya da alışveriş veya tuvalet işim varsa doldur deyip kilitler giderim.

Benzinli araçlara dizel koyulamıyor (birkaç istisna mevcut sanırım). Benim aracın deposuna mazot pompası girmiyor. O yüzden "ne koydu acaba?" diye düşünmem. Opet ise araçta ödeme yapar, değilse direkt içeri giderim. Arabanın içinde çantam vs. varsa kapıyı kitlerim.

Cevapları okuyunca arabayı kitlemediğimi fark ettim doldur hocam deyip öyle araba açık içeri gidiyorum ben bundan sonra kitleyeyim.

belirli bir tutar söylemişsem aracı kilitleyip ödemek için içeri giderim.

belirli bir tutar söylememişsem, "dolduralım" demişsem, depo dolana kadar aracın başında beklerim, hatta pompa attıktan sonra rakamı en yakın onluğa yuvarlayacak kadar da ekletirim, ondan sonra aracı kilitleyip ödemeye giderim. clio'ya benzin alırken anahtarı vermem gerekiyor (depo anahtarla açılıyor), o yüzden clio'yu daha anahtarı vermeden önce kilitlerim. kilitlemeyi unutmuşsam, giderken depo kapağından sallanan anahtardan kumandaya basıp kilitlerim ve hep havaya uçma tedirginliği yaşarım.

Shell'de şunu diyorum: "fullicez, yeşil pompa benzin." sonra bakıyorum yanlış pompa koymasın diye. sonra biraz bekliyorum, içeri bakıyorum, sıra varsa hemen, yoksa depo dolmaya yakın içeri geçiyorum. arabayı kitlemiyorum, anahtarı, telefonu ve cüzdanı yanıma alıyorum.

Direkt içeri gidiyorum. Arabayı kitlemem.

arabadan iner,, kapıyı kilitler,

- merhaba, fulleyelim usta.

der, alacağım başka şey yoksa kasanın orada hesabın kapatılmasını bekledim.

cami acip selam kolay gelsin dolduralim diyorum, o sirada cantami vs alip cikip odemeye gidiyorum, bazen kitliyorum bazen kitlemiyorum, silgec suyu falan bakiyorlar kaputu acip.

Ne kadar dolduracağını söyleyip, kilitleyip, ödemeye giriyorum. Açık bırakırsam kesin pompacı başka müşteriye bakarken biri gelir soyar.

arabadan inip miktarı ve yakıt türünü söyleyip içeri giriyorum. 20 yıldır bir kere kapı kitlemediğimi farkettim ben de.

kulağına ayıplı şeyler söylüyorum

söyler gider arabayı kitlerim.

ben buradan carplay/multimedya taktirmistim, benim aracima birebir modelin ekranina uygun vardi. belki sizin modele uygun biseyler de vardir bir bakin isterseniz.

www.instagram.com

piyasa karsiliginin tlsini veriyolar ama brut oluyor tabi. kimisi direkt bordrolama sirketlerinden bordrolaniyor normal brut tl maas aliyor. kimisi sahis sirketi kurup fatura kesiyor, kimisi bunun ustune tesvikler aliyor. tamamen beraber calistigin kisinin legal gereksinimleri ve senin icin mantikli veya en masakkatsiz olani secmek sana kalmis oluyor. sirketlerin genelde bunun icin altyapisi mevcut oluyor ve genel yonlendirmeler size yapiliyor.

mobil edit: ha tabi bunlarin hepsi senin is icin yeteneklerine ve kendini pazarlama tekniklerine bagli.

600 usd veriyor, zam donemi de 50 usd falan yapiyorlar.

Dolar artip fark acilirsa tl'ye donuyorlar ya da sifir zam aliyorsun.

2018'den beri türkiye'de ticari varlığı olan her şirket çalışanlarının maaşını TL olarak ödemek zorunda. TC vatandaşıysan, ve seni işe alan "ACME tic. ltd. sti." gibi bişeyse, TL ödemek zorundalar.

iş sözleşmesi "şu kadar TL" veya "şu kadar TL karşılığı [döviz]" diyebilir, "şu kadar [döviz]" diyemez. kur dönüştürülecekse yasa "maaşın yatacağı günkü kurdan hesaplanır" diyor diye biliyorum, genelde de bu şekilde veya o ayın ortalaması alınarak hesaplanır.

yabancı da olsa şirket burada benzer pozisyonların ne aldığını az çok bilir, yani "ya biz zaten en az 5000 USD veriyoduk" demezler. ama maaş konuşurken bu durumu avantajına kullanarak pazarlığı biraz yukarıdan açmak elbette mantıklı.

bizim şirket direkt hesaba döviz olarak yatırıyor. şirketin iş dalına göre bu hala yapılabilir.

yerli ya da yabancı bir şirketin, maaş verirken türkiye değil de, dünya ortalamalarını dikkate alması için çalışanın çok hızlı bir şekilde dünya çapında iş bulabiliyor olması lazım. (örnek veriyorum, gemi adamları ya da uçak pilotları) özellikle yabancı firmalar için bunun sebebi, türkiye'de iş yapmak istemelerinin sebebi maaşların düşük olması. sadece türkiye içinde iş yapmaktan bahsetmiyorum, global bir iş yapıyorsanız da aynı durum söz konusu. maaş düşük olmasa şirket neden gelsin buraya?

türkiye'de herkese türk lirası maaş verilmesi zorunluluğu tam olarak doğru değil. bu durumun bazı istisnaları var. (biraz muğlak bir konu olduğu için örnek vermek istemiyorum) ancak örneğin bizim şirkette bir kısım Türk personelin, Türkiye'de yaptıkları iş karşılığında hak ettikleri maaşı bir Türk bankasındaki hesaplarına dolar olarak yatırıyoruz. bir kısım personele dolar karşılığı Türk lirası yatırıyoruz. bir kısım personele de dümdüz Türk lirası veriyoruz.

vermiyorum. yemek dışında market siparişine, su siparişine gelenlere bahşiş vermeye düşünce olarak pek yakın değilim. sürekli ve zaruri diye heralde.

Kuryelere bahsis neredeyse hic vermem. Garsonlara da. Kirk yilda bir bahsis veren biri olarak vermiyorim diyebilirim cunku tek kullandigim migros hemen ve hep ufak miktar siparis veriyorum ve mesafe evime yuruyerek 5 dk(ayni cadde ustunde)

O yuzden vermiyorum :)

Hayatta hiç bahşiş vermedim sanırım.

Baya büyük market alışverişi diyorsun sanırım, onu bilemedim şimdiye kadar vermedim fakat tam tersi gece veya yağmurlu havada falan acil lazım olan bir iki şeyi getir/banabi vb ile istediysem o zaman veriyorum.

Kargoculara dahi arada veriyorum, özellikle sonuçta aynı kargocu getiriyor evime genelde, bu da şu anda hep kapıma kadar getirmesini, evde olmadığımda hep arayıp nereye bırakayım diye sormasını sağlıyor gibi. Hep vermiyorum ama arada dediğim gibi.

Düşük maaşlı işlerde çalışan herkese bahşiş vermeye çalışırım. Kuryeye, pompacıya, çıraklara vs.

eski evimiz 5.kattaydı, asansör yoktu ve sokağa araba girmediği için aracı sokağın başına bırakıp apartmana biraz yürümeleri gerekiyordu, orada 3-5 lira veriyorduk. şimdi taşındık, araç sitenin içerisine kapıya kadar gelebiliyor, asansör var, o yüzden vermiyorum açıkçası. %40 gerçek enflasyon olan yerde %10 zam alıyoruz devlet memurları olarak, düşük maaşlıları düşünecek halimiz de kalmadı pek. olsa da paylaşsak keşke.

Bahşiş konusunda tavrım nettir. "Maaş aldığı iş dışında ve ekstra bir ilgi alaka" olursa bahşiş veririm.

Gerçekten hızlı gelen bir sipariş, ekstra bir güler yüz, ağır bir siparişin içeri taşınmasında yardım gibi durumlarda veririm.

Bahşiş veriyorum. Epey ağır taşıyorlar sağolsunlar.

ben vermiyorum cimriyim biraz. ama eğer imkanınız varsa verilmeli bence.

Güleryüz gördüğüm yemek, su, market alışverişi getiren olsun benzin pompacısı olsun garson olsun hepsine imkanımca bahşiş veririm.

Vermiyorum verdikce bahsis sacmaligi normallesip artmaya basladi.

12 saat kargo bedava kovalayip 5 liraya urun aliyorsun sonra kargocu bahsis bekliyor. Ulan urun zaten senin bahsisin kadar.
Adam ciddi ciddi gelip bahsis istedi agziyla.

Su zaten asiri zamlandi ustune sucuya bahsis veriyorsun. 15 liralik su 17 lira oluyor.

Artik pompaci bile cam silip bahsis bekliyor.
Banka subesinde gise memuruna falan da verelim tam olsun.

Ben şu an aklıma geldikçe bahşiş verdiğimi fark ettim. Birkaç haftadır hiçbir siparişimde bahşiş vermedim sanırım çünkü temassız teslimat isteyince aklıma bile gelmemiş. Aklıma geldikçe ve özellikle ağır bir şeyler istedikçe veririm bundan sonra da.

Tabi ki, kargocular da dahil hiç kimseyi bahşişsiz çevirmem.

restoranda barda vs bahsis veririm de kuryeye genelde bahsis vermiyorum.

kapiya birak git isaretlediklerim bile bazen birakmiyor sirf bahsis almak icin guler yuz vs yapiyor ama benim istedigim kapiya birakip gitmendi...

yemek siparişlerinde falan nakit ödüyorsam bahşiş veririm.
getir'de, yemeksepeti'nde online bahşiş meselesi çıktığından beri oradan da veriyorum bazen.
ama market alışverişlerinde hiç vermedim.
genelde zaten torbaları apar topar bırakıp koşarak gidiyorlar.
hiç öyle bahşiş bekleme "boşluğu" olmadı, olmuyor.

herkese bahşiş veririm. hayatta es geçmem.

market, yemek getiren, çiçekçi, kargocu, garson, hatta internet teknik servisi.

bende önceden vermiyordum. patronum alıştırdı beni. sadece şunu söyleyeyim. para her kapıyı açar. olmaz, imkansız, zor şeyler ortadan kalkar. herkese tavsiye ederim.

temel prensibim: hesabımda nakit varsa bahşiş var; param yoksa karttan borç ederek aldıysam bahşiş yok

Bunun için çipli mama kapları bulunuyor. Her kedinin boynuna çipli tasmayı takıyorsunuz, mama kabı hangi kedi olduğunu algılayıp ona göre mama döküyor. Tabi fiyatı tuzludur muhtemelen.

Onun haricinde başka bir çözüm pek mümkün görünmüyor.

Bizde iki tane var, biri 8,5 kg dediüğiniz gibi obez tanısı kondu.
ikisinin mama kabını ayırdık ( farklı mamalar yiyoolar zaten artık ) mama kapları mutfakta duruyor - kapalı bir alanda yani - öyle her kafalarına estiginde yiyemiyorlar, biz mutfağa girip çıktıkça gelip yiyorlar, acıkırlarsa kapının önünde miyavlıyorlar :) gerçi her mama yemeğe girdiklerinde obez olan diğer mama kabına da meylediyor ama engelliyoruz:)

@kumandanim

Bizim ev günün 6-7 saati boş oluyor, herkes işe gidiyor. O yüzden mamaları kapalı bir alana koyup biz girip çıktıkça yesinler desek, günün 6-7 saati hiç yemeden geçirmeleri gerek. Ufaklık aç kalsın tamam ama diğerlerine yazık, çünkü onlar diğerinin aksine az az yiyor. Gidip biraz tırtıklayıp bırakıyorlar, sonra tekrar gelip yiyorlar.

aynı sorunu ben de yaşıyorum.
kedilerin biri gidip gelip yiyor, gidip gelip yiyor, sinir bastı beni de.
çözüm bulamadım sizinle aynı şekilde, az koysam diğerleri aç, çok koysam bu hepsini bitirene kadar yiyecek. umarım işe yarar bir tavsiye gelir,takipteyim :)

@anatomik; 6-7 saat aç kalması çok uzun bir zaman dilimi değil bence, yani haftasonu fln bir deneyebilirsiniz.

jackson galaxy diye bi eleman var youtubeda, free feeding yapmayin diyor. 6-7 saat ac kalmasinda bir sey olacagini sanmiyorum zaten belli saatlerde yiyecegi kadar yemegi onune koyarsaniz daha sonra o yemegin kalkacagini vs anlar heralde. ama ben de genelde free feeding yapiyorum malesef.

Yeni yolla Anadolu yakasından 1 saatte orada olursunuz. Yakıt ve yol dengelenmez bence. Feribot fiyatı köprü ve otoyol ücretini karşılaştırmanız gerek.

para sorun degilse osmangazi en hizlisi.

Hayır, orada değer aracı olan aldığın coindir o da senin aldığın para biriminden bağımsız olarak işlem görür. Yani 1 tane BTC varsa onu hangi para birimiyle alırsan al sattığında hepsiyle aynı değerde satarsın.

yukaridaki yorum kismen dogru olsa da buyuk cercevede tam dogru degil. order book'un kalinligina gore try ciftinde 1 btc farkli fiyat ederken usd ciftinde 1btc daha fazla ediyor olabilir.

turkcell hattin o telefonla calismayabilir. emin olamadim ama muhtemelen boyle.

en kotu turkiyeye girince o telefonu kullanamazsin turk hatlariyla. ama bence yeni bir hat bakma zamanin gelmis gibi.

@eksi sozlukte eksiyen adam, iki hat kullaniyorum burada bir hattim var zaten ama banka sms'leri vs icin acik tutmam gerekiyordu turkcell'i.

Turkcell hattı 120 gün sonra şebeke almaz. Diğer hattın ile kullanmaya devam edebilirsin.

@himmet dayi, o da uzdu. yok mu yapabilecegim hicbir sey acaba?

Konuya ek oluyorum. Birebir aynı durumdayız eşime burada telefon aldık, Türkiye'ye gelince Türk hattını kullanamayacak onu anladık da, hadi kullandı diyelim telefonu mu kilitliyorlar yoksa Türk hattı mı çalışmıyor sadece merak içindeyim.

@quaker Sedece Türk hattı çalışmıyor (baz istasyonundan sinyal almıyor). Onun dışında wifi arama özelliği varsa kısıtlama yokmuş gibi kullanabilirsiniz .

sivrisinek +1

@quaker

Telefonu kitlemiyorlar. Türk operatörlerin hiçbiri şebeke alamıyor. iphone'u iPod touch olarak kullanırsın Türkiye'de. Diğer seçenek yurt dışı hattı ile yine çalışır.

yurtdisindayim, kayitsiz telefonda turkcell hattimi kullanabiliyorum (hem de senelerdir). IMEI'yi sadece Turkiye'de calismasi icin kapatabilirler yurtdisi icin degil.

Eger Turkiye'ye gittiyseniz ondan (gec) sms almis olabilirsiniz. Turkcell hattiniz yurtdisinda Turkcell sebekesinden degil anlasmali oldugu operatorden alacak sinyali dolayisiyla telefonu Turkcell'den sms almak icin kullanmaya devam edebileceksiniz.

Bilgiler için teşekkürler. TR hattını yeni telefona takmadan girecek o zaman ülkeye. Oradayken eski bir tr telefonunda kartı kullanır buraya döndüğümüzde yeni telefona tekrar takar öyleyse.

tek doz yetmez. ülkelerin çoğu iki doz+14 gün şartı arıyor. tek doz olarak sadece j&j kabul ediliyor ama o da bizde yok.

bu arada 2. aşıyı sinovac olmak zorundasınız. 3. dozdan itibaren biontech yaptırabilirsiniz.

avrupada her yerde sinovacla sikinti yasarsiniz. 2 doz biontech lazim.

edit: bi cok event vs EU healthpass istiyor, sinovac ile oldugunu sanmiyorum, ulkelerden birine girseniz bile gidince belki sikinti yasarsiniz, denemekte fayda var.

Kabul edenlerden birine gecsen digerine gecerken zaten asi kontrolu yok.

zaten ikinci dozu ilkinden farklı bir şey olamayacağın için şu an düşünmene gerek yok.

Settings > Security & Privacy > Reveal Secret Recovery Phrase

bu arada muhtemelen biliyorsunuzdur fakat tekrar etmekte fayda var, metamask browser extension'ina kendiniz tiklayarak acmadiginiz surece hic bir sekilde anahtari baska yere girmemek lazim.

seed keys'lerini kaybederseniz içinde parayla birlikte sonsuza kadar kaybedersiniz. lütfen herhangi bir işleme başlamadan önce seed key'lerinizi kendinizce güvendiğiniz, kimsenin eline geçmemesi gereken bir fiziki deftere not alınız.

Git log yapıp history'e bakın, revert'ten bir önceki commit'e çekin repoyu.

git reset --hard <hash>

Muhtemelen revert'i "1 commit geri git" yerine "1. commite git" gibi bir şey yaptınız :(

1 commit vardi 6 klasor direkt tek commit yapmistim. Sonra neyse geri alam dedim git revert idsi yazdim bi log daha geldi ama git statusden goremedim buhar oldu gibi 6 klasorden 1 tanesini gordum alakasizca

en kotu durumda git reflog'dan her turlu istediginiz seyleri bulursunuz.

git reflog yazin, istediginiz sha'yi bulun, daha sonra oraya checkout olun, mastera ister force pushlayin ister baska branche alin orasi size kalmis.

yakmadım daha evde tşirt ile oturuyorum daha ama arada üşüyorum. 1-2 haftaya açarım sanırım

ben de üşümüyorum, ince kıyafetlerleyim hala ama oturduğum bina merkezi sistem, dün yakmaya başladılar. kombi olsa daha bi iki hafta beklerdim ama ben sıcağı çok sevmeyen, kolay üşümeyen biriyim.

yakmadik henuz. haftaya falan belki. su an sort tisort oturuyorum, hafif usuyorum.

bu sene son yıllara göre nispeten soğuk ama hala yakmadım.
aralıktan evvel de çok soğuk olmadıkça ya da özel misafirim olmadıkça yakma planım yok.

hayır, daha erken. biraz kalın giyinin :)

bizim sitede merkezi ısıtma başladı. ama kendi kombim olsaydı açar mıydım emin değilim.

Yakmadık ama donuyoruz...

sadece kızımın banyo yaptığı günlerde yakıyoruz. onun dışında yakmıyruz.

Şimdilik yakmadik ama her an yakabiliriz. Normalde de ekim sonuna doğru biz açmaya başlıyoruz.

Yakmadım ama üşüyorum. Şimdilik elektrikli ısıtıcıyla idare ediyorum.

bebek var diye mecbur açtık ama normalde kombi açma eşiğim havanın öyle soğuması ki gece soğuktan uyanmaktır. bu da aralık ayı gibi oluyordu genelde.

Bizim merkezi sistemi yaktılar bugün ama çok kısıkta. Yöneticinin huyu değildir aslında böyle havalarda yakmak ama hadi bakalım.

Yakmadım. Evde olduğum zamanlar çorapla dolaşıyorum.

Sizin yüzünüzden klaymıt çeync oluyo arkadaş=)

üşüyorum ama kombi yakacak kadar değil. daha zamanı var bence. cam açık oturabildiğime göre kombi yakmaya gerek yok.

benim yakasim var da 15 derece altina dusmeden yonetim acmiyor.

bizim merkezi bir süredir yakıyorlar. fakat tişörtle dolaşıyoruz yani en azından gündüz gerek yok. kombili evde olsaydık büyük ihtimalle akşamları az biraz yakmaya başlamış olurduk ama sürekli yanmazdı. eski evde 15 derecenin altına düşünce yakma ihtiyacı hissediyorduk ancak.

2 gündür hava kapalı. Yavaştan üşütmeye başladı. Kombi 23 dereceye ayarlı ama oda 23 derecenin altına düşmediği için çalışmadı 2 gündür. Böyle giderse bı geve çalışabilir

hayır merkezi sistem henüz açılmadı.
bu hafta hava fena gitmiyor, evin içi gayet iyi, fakat geçen haftaki gibi soğuk olsaydı 15 ekimi geçtiğimiz için açarlardı.

merkezi sistemde kural genellikle şu şekilde işliyor; gündüz sıcaklığı 15c altı ve 15 ekim sonrası ise aç.

merkezi sistem. dışarının ısısı 18 derece altına düşünce yanıyor.

ev baya sicak geliyor bana, daha erken bana kalirsa. kasima kadar gider...

Camlar 24 saat acik ev 22 derece, sabah biraz usutuyor ama acmadim.

Cami kapatirsam 1 ay daha dayanirim.

doğalgaz faturasından korkmasaydım çoktan açmıştım, çünkü üşümeyi sevmiyorum ve evim özellikle sabahları epey soğuk. biraz daha dayanıp kasımda açmak istiyorum bakalım dayanabilecek miyim.

Herkes yanıyor maşallah :) biz açalı çok oldu ama sürekli değil, geçen haftalarda çok soğuk olmuştu, açmamak imkansızdı. Başka ısınma modeli yok evde. Sonraki günler de arada üşüyünce, bir kaç saat şeklinde açtığımız ya da hiç açmadığımız günler oldu.
Şu an da akşam şöyle bi ılınsın ev diye açtım ama bir iki saat sonra kapattım. Çorap, kışlık vs var ama giysen yanıyorsun, çıkarsan üşüyorsun, kombiyi açsan bunaltıyor, açmasan donduruyor, bir garip havalar işte.

Yalvar yakar çalıştırttık merkezi sistemi sitede dün akşam. Çocuğu olanlar için soğuk, olmayana göre hala zaman var diye düşünüyorum.

sanmıyorum şahsen.

Avax daha ihtimal dahilinde. Ada’da ihtimal görmüyorum. Ama burası kripto hiç belli olmaz

(bkz: Ethereum)
Cardano projesi güzel olsa da her şey proje değil. Bitcoin'in bugün bu kadar değerli olmasının, rağbet görmesinin ana sebebi teknolojik altyapısı değil mesela. Öyle olsa ADA çok daha yüksek market cap sahibi olurdu. Ethereum için de aynısı geçerli. Popüler olması için hype lazım. Tüketici ürünlerinde de aynısı var bu durumun. En iyi ürün değil, en popüler ürün en başarılısıdır. Bunun için de marketing lazım, hype lazım, insanların anlayabileceği düzeyde basit olması lazım vs.

Ben aldım bir süre ADA çünkü kağıt üzerinde kusursuz proje. Ama al sat yatırımda hype önemli, es geçemeyiz.

Olmaz. Projeyle teknolojiyle olsaydı Bitcoin'in yüzüne kimsenin bakmaması lazımdı en ilkel teknoloji Bitcoin'in zira ama Bitcoin Bitcoin olarak Ethereum Ethereum olarak Ada da Ada olarak kalır. Shitcoinler arasında bile bir hiyararşi var, oradan hesap et. Kimse "aaa bunun projesi teknolojisi çok güzel hadi bunu en popüler coin yapalım" demez. Neden? Çünkü plan proje kimsenin umurunda değil herkes para kazanmak istiyor.

ada ethereum aksine bir marketing harikası olduğu için oralarda. ortada hiçbir kullanımı yokken o kadar yükselmesi tamamen pazarlama başarısıydı.

ethereum'un rakibi olabilecek çözümler;

solana, fantom veya mansiyon ödülü çok uzak bir ihtimal ama avax.

zor abi ya

4k video downloader uygulaması iş görüyor.

youtube-dl kullaniyordum ben galiba degismis son zamanlarda.

jdownloader hala iyi bu konularda. Linki kopyalıyorsun o algılıyor tüm versiyonları koyuyor istediğini sıraya alıyorsun.

Merhaba. Samsung Note 10 Lite: 4500 TL.

Şu ana kadar gayet memnunum telefonumdan.

12 pro aldim gayet memnunun.

sene başında iphone 11 aldım. çok aktif kullanmaktan mıdır nedir pili hiç memnun etmiyor. bir defa dışarıya %24 şarj ile çıkmak zorunda kaldım, 2-3 defa navigasyona baktım telefon görüşmesi falan derken %11'i gördüm. beni çok rahatsız etti.

2013'ten beri iphone harici telefon almadım ve hep memnundum. bu sefer memnun değilim

@avatar is back
Bende ip11 aldım pilden memnunum, ayarları biraz oynaman gerek belki.
Tek ekranı üzüyor OLED olmadı icin.

samsung galaxy a72 aldım bi kendime bi kardeşime aynı anda.

Hepsiburada'da 4800 liraya vardı ama orijinal samsung bayiisinden alayım dedim 5100'e geldi. Totalde 10 200 yani ikisi.

Ben memnunum şu ana kadar. Normalde hep samsung'un amiral gemisi denen telefonlarını alıyodum, bu sefer bi segment düşürdüm ama bi sıkıntı görmedim ki telefonu çok yoğun kullanan biriyim.

A71 3500e almistim, memnunum.

Bitaksiyi açmıyorlar bile merkezi yerlerde. Bitaksiden bakıyorum taksi yok, sokak başına çıkıyorum durakta 2 tanesi bekliyor, şoförler dışarıda sohbet ediyor.

uygulamalar çok kötü. şansa bazen buluyorum. bulma ihtimali 10'da bir falan.

Bitaksi de pek sıkıntı yaşamadım. Bir kere de kısa mesafeye gidecektim, (gerçi çokta kısa değildi 35 tl tuttu :D) uygulamadan 2 taksi önce onaylayıp, mesafeyi görünce (tahminimce) reddettiler, sonra yoldan buldum.

Bence uygulamanın şöyle bir faydası var, adam kabul edip geldikten sonra, kısa mesafeydi trafikti cart curt etmiyor. Yoksa reddederdi zaten.

tek kelime felaket. aylardir evdeyim uc gundur anadolu-avrupa yapiyorum, en az 20 dk taksi ariyorum 5-6 iptal.

Azicik daha kararsiz kalirsan spoiler’lardan izleyemeyeceksin zaten. İzle izle

çok beğendim

beklentisiz izlersen, o tarz konulara ilgin varsa sarar. devam.

genel olarak güzel, izlenebilir.

hayır.

vakit kaybı demezsin belki ama öf anam o da neymiş demezsin. ben çoook beğenenleri anlayamıyorum ama fena değil. pişman değilim izlediğime.

harika bir dizi degil ama akıcı, sürükleyici.

her giriste sifresini unutan adam +1

sosyal medya spoiler'dan geçilmiyor ben de kararsızdım, spoiler yemekten ve her yerde görmekten bıkkınlık geçirip izleyeyim bari dedim. vaktin varsa izle gitsin.

Herkes izliyor bırak izleme.

Sirf spoiler yememek icin izlemeye basladim da oyle super muthis degil kesinlikle. Hatta bana basit bile geldi. Cok bilindik bir hikaye gibi (en azindan su ana kadar, 3. Bolumdeyim)

ben baya beğendim. konu basit işleyiş de basit ama koreliler filmlerinde iç sıkıntısı yaratmayı müthiş başarıyor, duygu aktarımı gerçekten güzel. diziyi güzel yapan şey karakterlerin verdiği kararlar. sıkça "ben olsam ne yapardım" diye düşündürerek adamın içini darlıyor. Oldboy'dan belliydi bunların kalitesi

son mesajına istinaden: 2. ve 3.bölüm biraz ağır, sonrasında akışa girip germeye başlıyor

linç etmeyecekler ise beğenmedim.
bazı konuları tahmin ettim ve aynen öyle oldu, klişeler vardı yani.
bir de benzer kompozisyonda çekilmiş capon filmlerini görünce ( kırmızı ışık, yeşil ılşık oyununun aynısı birebir var mesela ) iyice berbat oldu.
büyük kitlelere ulaşması sayesinde bu kadar popüler oldu bence.

8 bölüm izledim. bence dizi şimdiye kadar bitmeliydi. insan izlerken sıkılıyor yer yer. ama izlenir mi, izlenir evet.

Akıcı bir şey istiyorsanız izlenir.
Bir-iki bölüm dışında sıkmıyor insanı.
Ama beğendim diyemem. Tam böyle boş günüm var bir şey açayım da aksın gitsin dizisi.
Çok önemsemezseniz saçma detaylar da bozmuyor seyir keyfini.
4 bölümde bitecek hikayeyi biraz uzatmışlar böyle bir sorun var, bazı diyaloglar önemsemediğinizde bile sinir bozacak cinsten olabiliyor.
Ama deli gibi her yerde karşısına çıkıyor insanın bu yüzden "izlemiş" olmak iyi oldu benim için.
Örnek veriyorum dizi yayınlandığından beri instagram keşfette karşıma eritilmiş şekerle yapılan şey çıkıyor başta ne bu akım demiştim diziden sonra oturdu :)

sikinti yok devam, belki asagidakileri coktan biliyorsunuzdur ama uzun suredir nftler uzerine turkce biseyler karalamak istiyordum duyurunuz vesile olmus olsun. neden sorun olmadigini biraz daha acayim.

nft’nin olayi zaten alan kisi tekrar satarsa satici ondan her turlu payini almaya omur boyu devam ediyor. o yuzden zaten kaliteli sanatcilarin eserlerini almak normal eser almak gibi. atiyorum sanatci ilk 1 eth’e satti, cepte. daha sonra birisi gitti onu 1.3 eth’e adamdan satin aldi ilk alanin cebine para giderken onun belli bir yuzdesi de sanatciya gidiyor. atiyorum 1.2 eth ilk satin alan adama, 0.1 eth sanatciya royalty ucreti. boyle boyle sonsuz bir donguyle devam. bundan 100 yil sonra 1000 eth’e satilirsa sanatci hala komisyonunu almaya devam edecek ve bu degistirebilecegin ya da kodunu durdurabilecegin bir sey degil. cem ylmaz olse bile onun belirttigi walleta gidebilir vs. tabi bunun sonucu sony music vs gibi aracilara ihtiyac kalmiyor tum payi sanatcilar aliyor. ureten sanatci, un sanatcinin, muzigi sattiran sanatci vs neden aradaki yayincilara ihtiyac var ki? creator economy de baska muhabbetin konusu olur.

bu sayede sanatcilarin telif derdi ortada kalmiyor. orjinal eserin degeri her zaman degerini koruyor falan filan, bunlar tabi utopya isin sonu. ama NFT’nin promise ettigi en onemli sey bu. o yuzden bu kadar onemli. her proje boyle degil tabi bu nft sayesinde yapabildiklerinden cok azi. her gun cop zibilyon tane scam cikiyor ruzgari arkasina alarak.

@eksi, arkadaş onu mu kastetti emin değilim. "Tekrar paylaşım" ne demek? Twitterda paylaşmak mı, aynı görseli kendin nft olarak basıp satmak mı?

eğer birinin nft'sini (tokendan bağımsız, görseli vs.) kendin değiştirip tekrar mint edip listelersen, yine korsan iş yapmış oluyorsun birileri bildirirlerse token'a bişey yapamazlar ama o marketteki (opensea vb.) listelemesini silerler orijinal olmadığını belirtirler.

Twtitterda paylasmaktan hic bkr sikinti cikmayacagini cunku isin felsefesine aykiri oldugunu kendimce aciklamaya calismistim aslinda.

Bankaların altın günleri oluyor. Çalıştığınız bankanın altın günlerini takip edin, fiziki altınları alıp o gram kadarını hesabınıza tanımlıyorlar. Bu iş için en iyi banka kuveyttürk deniyor

katılım bankalarının altın günlerine bak. kayıpsız gram altın hesabına atarlar.

Öncelikle, altınlarınızın işçiliksiz olduğunu varsayıyorum. Öteki türlü kaybınız yüksek olacaktır.

Altınlarınızı bankaya götürünce, ortalama bir hafta içinde iar'den gelen bir uzman inceliyor ve 22 ayar olan altınlarınızı 0.905 ila 0.91 arası bir katsayıyla çarpıp 24 ayar gram altına çeviriyor. Hesabınıza o şekil yatıyor.

Örneğin 1000 gram 22 ayar bilezik verdiniz bankaya. 1nhafta sonra hesabınızda 905-910 gram civarı altınınız oluyor.

Şunu da hatırlatayım. Hesabınızdaki gram altınları eğer bozacaksanız, banka kurları genelde piyasadan çok uçuk kaçık farkta değil. Tek tuşla tl'ye çeviriyorsunuz. Ancak fiziki altın olarak talep ederseniz bankadan; hem minimum belirli bir miktara ulaşmanızı istiyorlar hem de ek ücret alıyorlar. (100 gr - 200 tl gibi)

En kârlı yöntem altınlarınızı alıp Kapalıçarşı'ya gitmeniz. Orada birçok yerden fiyat alın. İnternetteki anlık 22 ayar bilezik alış fiyatından yüzde 1 ila 10 arası daha yüksek kurdan bozdurmuş olursunuz altınlarınızı. (Özellikle kondisyonu iyi durumdaysa) Sonra bankaya tl olarak yatırıp gram altına çevirin. Altın alım ücreti ve vergi dahil masrafınıza rağmen kârlı çıkacaksınız.

İşçilikli altında kaybınız yüksek olacaktır derken, nasıl yüksek olacak? İşçilik var daha yüksek kurla miktara bozarız diyen bir kurum var mı? Yok.

Çeyrek altın 1.75 gram. Bu işin matematiği bu. Bugün de bozsanız, 5 seneye de bozsaniz aynı şey değil mi?

Kuveyt Türk şubelerinde iar altın experi oluyordu eskiden. Herhangi bir gün, herhangi bir saat gidiyordunuz ve exper tartıp elinizdekinin gram karşılığı budur diyordu. Onaylarsanız 3 gün sonra altın hesabına geçiyordu.

iscilikleri duz gramdan sayiyiorlar disarda daha pahaliya satiyorsunuz farki o.

Simdi soyle ki bankayla konuştum altin günlerinde altını aliyoruz alis fiyatindan sonra size altin satiyoruz satis fiyatindan dedi. Cok mantiksiz oldu gibi. İşçilik olayina hic girmiyorum. Onu disarda satmak daha mantıklı. Ancak 1 gram altin bile yapsak bozdurup tekrar alıyorlarmış. Yani altin gunleri biraz yalan gibi.

tavsiye etmem, iç içe geçip yapışabilir. lakin acil durumlar için, ikinizin de iki gözünüzün numaraları birbiriyle aynıysa yapılabilir. yoksa sağını solunu karıştırırsınız.

Eşim az önce açtı lensini, lensin orijinal kutusuna koysam bantlasam bir gün idare eder mi?

lens suyu al bitane bence, icinden lens kabi cikiyor.

Önemli olan su içinde beklemeleri yani lens suyu içinde ama çok zor durumda kalırsanız izotonikte de bekletebilirsiniz bence ve aynı yere koymaktansa ayrı ayrı kalmaları daha sağlıklı çizilme filan olmaz ve evet kendi açtığınız suda kapta olur

Sanal baharat.

kahve.com üzerinden alıyorum.

ucuza 1 kg alıp takılalım dersen sanalbaharat.com, aromasını alayım daha güzel olsun dersen boxx coffee. Ben ara ara ikisini de alıyorum.

en son bim'e kadar düştük. (:

a roasting lab'de takılıyoruz şimdilik. sitesinde bolca çeşit var.

Montag’dan aliyorum

Kafeingo.
Arada indirimli yeni kavurucular denk gelirse de onlardan alıp deniyoruz.

tchibo veya davidoff'un paketli çekirdek kahveleri var.

Madem makine alalacak kadar seviyorsunuz o zaman kronotrop öneririm. Kendileri ödüllü.
Box coffee de hiç fena değil.

https yapmayi dene, yonlendirmeyi takip etmiyordur belki kodun. http olani 302 donuyor, location header'inda gitmen gereken yeri gorebilirsin.

normal araç kiralasan daha ucuz olur.

mümkün ama.

aslında niyetim ve sormak istedigim sey su idi, ben buradan cıktim, 250-300 km yol yaptim moov ile moov u başka bir şehirde biraktim. bu mümkün mü diye sormak istemistim.

baska sehirde birakma olayi sadece bir iki yerde vardi eskiden izmirde sanirim. hala var mi emin degilim, istediginiz herhangi bir sehire birakamiyorsunuz.

istanbul ankara ve izmir'de var galiba moov. Bu üçü arasında arabayı alıp bırakabilirsin ama ankara'dan alıp konya'ya bırakayım yok.

@10032007'nin dediği gibi, bu 3 şehir dışında kiralama sonlandırma yapılamıyor. Ankara'dan aldın Samsun'da bırakamıyorsun, tekrardan bu üç şehirden birinde bırakman gerekiyor.

akıllı bir iş olmaz, 15dk'da bir para yazar, ek km'den para keser baştan paket alsan veya günlük kiralasan (oluyordu sanırım, veya tiktak'ta vardı tam hatırlamıyorum) yine de normal bir şirketten günlük kiraladığın gibi olmuyor. Ha benzin vs. düşününce nasıl emin değilim bu tür uygulamalarda da benzine para vermiyorsun km başı veriyorsun.

not: ama acil lazım olduğunda yan sokaktan arabayı bulup hemen gidebilmek büyük lüks tabii, güzel.

bu şekilde gümüş alabilirsin

@freebird5406_2, altın, gümüş gibi değerli madenler bankalar üzerinden alınabiliyor onu yazmayı unutmuşum, ben değerli madenler dışında petrol, demir, çelik, aklına gelebilecek bir çok şeyi satın alabileceğin bir sistemi merak ediyorum daha çok.

bahsettigin sey turev piyasalarda da oluyor iste. kaldirac kullanma istersen 1x yap sana kalmis. neden illa turev olmayacak dediniz?

ben en az 2+1 oneririm. ofis icin ayri oda olmasi cok buyuk imkan.

not: 3 yildir evden calisiyorum, bu surecte 2 yil 1+1 evde kaldim.

Ofise musteri gelecekse banyo haricinde bir tuvalet olmali. 1+1'lerde ikisi ayri ayri oluyor mu bilmiyorum.

Salon/mutfak open concept degil ayri ayri olmali.

En onemli sey binanin profili. Cok tasra/aile apartmani bir yer olmasin, musteriye karsi hos degil.

dışarıdan insan gelecek mi gelmeyecek mi? eğer sizin haricinizde insanlar da gelecekse, mutfağın ayrı olması daha iyi olur. mümkünse ayrı bir tuvalet daha iyi olur.

ritim fena bir yerde değil. sonuç olarak kartal adliyesine yakın.

bos fis istersen verirler muuhtemelen.

Boş fiş verirler

Türkiye'de en ucuza satan yer pt.com.tr

Eğitim indirimi ile satılıyor. Öğrenci veya öğretmen belgesi ibraz etmek yeterli. Kime ait olduğu önemli değil. Sadece fatura o kişinin adına kesiliyor. Ancak istenen adrese gönderiliyor ve kredi kartının da kime ait olduğu önemli değil.

Yalnız M1 çipli macbooklarda RAM upgrade mümkün değil. O yüzden MBA 16 GB RAM'li olanı öneririm.

ben apple.com'dan m1 mac mini aldim. pt.com.tr'den sorunsuz satin aldi iki arkadaim.

edit: sonradan ram takamiyorsunuz. alirken konfigure etmeniz lazim.

iyi de m1 işlemcili olan maclerin ramleri lehimli, söküp kendin mi lehimleyeceksin?

hatta benim mid 2015 bile lehimli ram

buna ek olarak, çinde adamlar 8 gbram ve 256 gb ssdsi olan m1 çipli mace 16 gb ram ve 512 ssd taktı diye yer yerinden oynadı.

techstory.in

ram takamazsın ramler lehimli. ssd falan da takamazsın. alırken upgrade edebilirsiniz sadece. sonradan bile yapamıyorsun apple'da bile.

ram, harddisk filan ayrı parçalar değil. bütün bilgisayar tek bir board'dan oluşuyor. hatta devre vernikli olduğundan aşırı yetenekli lehimci bile olsanız çok güç bir şeyler ekleyip çıkarmak.

bir diğer konu— ekim ayında macbook'larda bir güncelleme olacak gibi görünüyor. bir tık beklemenizi öneririm.

herkes ram olayını söylemiş. ben sadece alacaksanız air alın demek iöin geldim.

uygulamanın alt kısmında giriş yaptıktan sonra durumum sekmesi var ordan görülebiliyor diye biliyorum

ben genel olarak tum hesap kitabi you need a budget'da tutuyorum, biraz pahali ama baya basarili.

kredi cekersen olur anca, veya operator ile alirsan ki operator de gunun sonunda kredi veriyor.

bazı bankalarda sonradan taksitlendirme var. bi de amazonda bazı telefonlarda oluyor. başka yok.

ha bi de ticari kredi kartına taksit var.

taksit kısıtı olan ürünlerde sonradan taksitlendirme de olmuyor. ayrıca amazon'un da böyle bir şey yapabileceğini sanmam. tek çare tüketici kredisi.

Yapı kredi kartından iphone Se aldım. Tek çekim dedi personel. Mobilden baktığımda taksit yapamadım.

Ben gectigimiz yil soyle yaptim:

ek hesaptan aldim. Sonra ek hesap geri odemesini mobilden taksit yaptim.

Kredi ile oluyor

ffmpeg ile yapilir muhtemelen.

ben gecenlerde yillardir aktif olmayan bir hesabin username'ini almak icin supporta yazdim, inactive gozukuyo diye inactive demek degil varolan bi hesabin ismini veremeyiz dediler.

(eskiden veriyorlardi ama ya degisti ya da bizi adam yerine koymadilar.)

internet vergi dairesi yada gibten peşin olarak kapatabilirsiniz.

evet vergi dairesine aktarıldığında istediğin taksiti seçip ödeyebiliyorsun. Ama erken ödediğin için indirim falan olmuyor sanırım. Direk tutarı ödüyorsun.

Ziraat mobilde peşin ödeme sekmesi var

Ziraat mobil'den ödersen peşin ve taksit seçenekleri var. Peşin ödemeyi hiç denemediğimden çalışıyor mu bilmiyorum ama bir dene. Senin hesabın olması gerekmiyor herhangi birinin ziraat hesabından yapabilirsin.

benim borc gib'teydi.
ivd.gib.gov.tr'ten her taksidi tek tek secip bir seferde odeyebilirsin. bana hata vermisti 7-8'er taksiti birlikte odeye odeye kapatmistim.

Kartları kapatacağınız ve KMH limitini düşüreceğiniz durumda mantıklı aksi durumda ikiye katlarsınız borcu.

butun borclar icin plan yapmaniz lazim, @atom'un dedigi gibi hepsini teke indirip, aninda tekrar kredi kartina dusmeyeceginiz kadar krediyi yapilandirip stratejinize 18 ay boyunca sadik kalmalisiniz. geliri arttiramiyorsaniz giderinizi mecburen kismaniz lazim, kredi cekmekle bu aliskanligi degistirmek yan yana olmali.

Yapılandırma düşündünüz mü? İleride elinize para geçince yapılandırmayı toplu olarak kapatabilirsiniz, faiz indirimi uyguluyorlar.

3 kez deneyip üçünde de hüsranla sonuçlandırdım. ilk başta çok ferah geliyor, ilk ayın ekstresi de fena olmuyor ama sonra anlıyorsunuz ki 2 aya yine kart borçları asgari ödemelik hale gelmişken bir de üstüne nur topu gibi krediniz var. kartları iptal edip/kırıp cidden kullanmayacaksanız, aldığınız nakitle idare edeceksiniz olur ama aksi halde sonuç kaçınılmaz gibi bir şey. kart da iptal edemiyor işte insan telefon, mobilya, beyaz eşya gibi şeyleri alırken şart. olmadı fiziken kırın, büyük şeyleri sanal kartla alırsınız.

Kesinlikle yapma.

Gelir gider oranını bilmeden yorum yapmak zor. Kartlardan birinin borcu bittikten sonra maaş hesabınız eksiye düşmeye devam edecek mi? Diğer kredi kartlarının aylık gecikme faizi ne kadar?

Borçlu kartları ikiye düşürdükten sonra maaş hesabını artıda tutabiliyorsanız ve kredi kartlarının aylık gecikme faizi kredinin faizinden düşükse (muhtemelen düşüktür) bence mantıklı.

Saçma bir söz. Mantık yok. Fazla konusmaya ve düsünmeye gerek yok.

kastedilen realize etmek.

diyorlar ki herkesin dilindeyse silkelenme vakti gelmiştir düşüşten önce satıp kaçmak lazımdır.

Uzun vadeli yatırımcı borsadan kolay kolay çıkmaz, hatta düşüşleri "Ay portfolyomun değeri düştü" şeklinde değil de "Alım fırsatı doğdu" diye düşünür. Sizi dediğiniz şey kısa vadeli al-sat yapanlar için söylenen bir söz, zira kısa vadeli yatırım yapan kişilerin risk algısı daha farklı. Bunun üstüne, yüksek kazanç beklentisiyle borsaya giren yatırımcının ise risk algısı yok; onlar baya baya az zamanda çok para kazanacaklarını, kaybetmelerinin neredeyse imkansız olduğunu düşünerek giriyor.

Bu da aslında şu demek; normalde borsada yatırım yapmayan insanların parasıyla bir balon şişmeye ve fiyatlar artmaya başlıyor ancak piyasanın standart düzeltmelerinden biri geldiğinde amatör yatırımcılar zararlarını minimize etme güdüsüyle yarın yokmuşçasına satış yapıp kaçmaya çalıştığı için balon patlıyor, fiyatlar dibi görüyor.

Sen de kısa vadeli yatırım yapan bir yatırımcıysa ideal olanı bu trendi tepeye ulaşmadan yakalayıp karını realize etmek. Herkesin bir yatırım aracından bahsetmesi de tepeye yaklaşıldığının kaba bir göstergesi.

Uzun vadeli yatırımcı borsadan kolay kolay çıkmaz +1

S&P500 uzun donem grafigine bak. En buyuk yukselmeler genelde sert cakilmalari izler. Cikan birinin geri giresiye kadar ciddi bir yukselisi kacirmasi cok olasi cunku gercekte kimse nerenin en tepe nerenin en dip oldugunu bilmiyor.

Zaten güzel şekilde anlatilmis ama uzun dönem yatirimci için iki sey vardir;
Don't time the market derler yani borsanin düşüş yukselislerini yakalamaya çalışma yapamazsin. Bunun en iyi örneği covid dönemi borsa heralde. benim yatirim yaptigim edflee 4-5 sene önceki değerine duserken cok kısa süre sonra eski değerin de üstüne cikti. Covid dönemi korkup cikanlar aslında kaybetti. Covid dönemi girenler deli gibi kazandi. Covid dönemi hiç dokunmayana birşey olmadi.

Dollar-cost averaging. Bunda da olay her ay düzenli şekilde yatirim yapmak. Bazen düşükten bazen yüksekten ama her ay. Bu şekilde ne borsa düşmesi ne hisse düşmüş yükselmiş umrunuzda olmuyor. Spekülatif hareketlere bakmıyorsunuz.
www.investopedia.com

Sizin dediğinizi diyen adamlar trader tarzi adamlar olduğu icin dedikleri hakli bir yerde. Bu kadar ele ayaga düştuyse bir balon vardir. Bitcoin düşüşü öncesi annem bana "oğlum bu bitcoin ne" dedi, dedim tamam gg bitcoin. Arkadaş gruplarinda bile coinler konusuluyordu. Demekki balon olusmus yani.

o kadar da saçma bir söz değil. herkesin diline düşmüşse borsa uzunca bir zamandır coşmuş ve zirveleri test ediyor demektir. borsalar her daim yükselmeye meyilli yatırım araçlarıdır ama zik zak çizerek bu trendi devam ettirirler. 2018 başında borsaya girer lan ben uzun vadeci olacam derseniz 2020 mart ayına kadar sürünürsünüz. siz uzun vadeden 10 yılları anlıyorum derseniz ve o kadar sabredeceğinizi iddia ediyorsanız bir şey diyemem. bitcoin başlığı 5'ten alıp 10 dolara satanlarla dolu.

en azından herkesin diline düşmüşse girerken dikkatli olmakta fayda var. ben kendi adıma maksimum 6 ay tutmuşumdur. mesele herkes coşarken çıkabilmek herkes ağlarken de cesaret edip girebilmekte. misal erdoğan mb olayında borsa üç gün arka arkaya çakıldı. o gün misal tüpraş'a girebilen adam aldığı noktaya göre şu anda %30-50 arası kar etti. yok ben uzun vadeciyim diyen adam 2017 yılında aldğı tüpraş'tan hala zararlı durumda.

how the economic machine works adli video bence guzel bir izleme olabilir genel kultur acisindan. www.youtube.com

borsa da genel ekonomi gibi cyclelardan ibaret, yukaridaki arkadaslar yeterince aciklamis daha fazla ek yapmaya gerek duymuyorum videoyu birakip kaciyorum.

Yanıtlarınız için çok teşekkür ederim.

Bu kadar fedakarlığa değecek kadar çok kazanmıyorsanız başka iş bakın derim. Bazı işler/sorumluluklar doğası gereği böyle oluyor ama karşılığını alamıyorsanız harekete geçmeniz lazım.

Birçok yer böyle, uzaktan çalışmaya başlayan birçok arkadaşım bundan şikayetçi. Ne yazık ki bu işi bıraksanız bir sonrakinde aynı şey olmayacağının garantisi yok.

Başka iş bulmanız kolaysa, birazcık atar yapabilecek durumdaysanız mesai saatleri dışında gerçekten acil olmayan hiçbir mesaja, maile, aramaya geri dönmeyin. Ya da madem "kritik" sistemler, iş arkadaşlarınızı örgütleyip bunun bir nöbet takvimine çevrilmesini talep edin, bunun için fazla mesai ücreti de isteyin çünkü size haftalık 40 saat iş için maaş ödeyip 7/24 işe hazır olmanızı beklemeleri çok büyük haksızlık.

sre, devops gibi bir roldeysen bir cok yabanci sirket o hafta on-callda olan kisiye ekstra odeme yapiyor.

1 - bu sürekli olarak mı böyle? yoksa her hafta bir kişi nöbetçi olarak belirleniyor, sadece onu mu arıyorlar?

2 - işe girerken bunun böyle olacağı size söylendi mi?

3 - buna değecek bir para alıyor musunuz? yani benzer niteliklerde ama sadece sabah 8, akşam 5 çalışacağınız bir işe girerseniz aynı maaşı verirler mi?

kendi işimden örnek vereyim. iki kardeş firmanın yöneticisiyim. bu firmalardan bir tanesi, yılda 2-3 iş yapar. işler acil durum işidir. 24 saat boyunca iş gelebilir. 24 saat boyunca birileri bizi arayabilir. yılda 2-3 iş yapmak için 10-15 işle ilgilenmemiz gerekir, bunlara teklif vermemiz gerekebilir. 2-3 gece uykusuz kalıp işi alamadığımızı biliyorum. aynı şekilde gece gelen bir mail'i tesadüfen görüp çok yüksek kazançlı bir iş aldığımızı da biliyorum. şirketin websitesinde 7/24 acil durum telefonu olarak benim cep telefonu numaram yazıyor. şirketin diğer çalışanlarında böyle bir durum yok. sadece benim için geçerli. diğer şirket ise rutin iş yapıyor. yani iş almak diye bir şey yok ancak yapılan iş 24 saat boyunca devam eden bir iş ve yeri geldiğinde çıkan krizlerin yönetimi için ofis çalışanlarının aranması gerekiyor. şirkette en az ben aranıyorumdur, yanımdaki çalışanlar benden çok aranıyordur. çalışanların hepsi, 24 saat boyunca aranabileceklerinin farkındalar. bunun tersi bir durum olamayacağının da farkındalar. hatta öyle ki, iş görüşmesine geldiklerinde bunu konuşmaya gerek bile duymuyoruz. yapacakları işin ayrılmaz bir parçası bu. ancak aldıkları maaşlar da buna göre. hatta bir keresinde geyiği bile döndü. sigara içerken bir arkadaşı aradılar, konuştuktan sonra "bıktım bunun aramasından da, olmadık şeyler için arayıp duruyor, hep de ne zaman tatile gitsem saatlerce konuşuyoruz" gibisinden bir şeyler söyledi. ben de şakayla karışık "o zaman senin maaşı şu kadara indirelim, ama ofisten çıkarken telefonu ve bilgisayarı ofiste bırak, ofis harici kimse aramasın seni" dedim. o da "co2s2 bey, mesai dışında aramazlarsa, mesai zamanındaki işimi de yapamaz hale gelirim" dedi.

galiba en temiz yolu projelerini dockerize etmen olacak. yeni başladığın projede de docker conf hangi versiyonda çalışacaksan ona göre düzenlemen gerekecek. böylece herhangi bir versiyon arası switch falan yapmana gerek kalmayacak. hangi projede çalışacaksan dockerini ayağa kaldırıp devam edeceksin. docker ilk build süresi biraz uzun sürer ama kafan rahat çalışacaksın bu sayede.

hala calisiyor mu bilmiyorum ama: github.com

docker bence de daha rahat olur.

docker ogren, docker cok kafani acarsa vagrant kullan.

Çok güzel görünüyorlar hocam, elinize sağlık.

Satılır satılmasına da kargoda bozulmadan gitmez. Direkt bunu satmak yerine "bu nasıl yapılır" diye bi kit hazırlayıp onu satabilirsiniz belki. Hem kargosu daha rahat olur, hem de alıcı da kendi keser yapıştırır falan, sağda solda da "ben yaptım bunu" diye gezip kendini iyi hisseder. Doktor ötker böyle yürüyor senelerdir.

Instagram'dan satış işi biraz manuel bildiğim kadarıyla. Yine instagram sayfanız olsun da, satışı shopier falan üstünden yapsanız daha kolay olabilir belki.

alti bambu falan bi cam fanusa falan koy sekil sukul yap +300 tl ekle ustune oyle sat.

büyük bi kolinin içinde deneyebilirsiniz sağa sola çok vurmayacak şekilde. ama gitmez muhtemelen. bi denersiniz.

Ellerinize sağlık çok beğendim tabi ki satılır neden satılmasın

bunlara taş vernik, cila felan öyle muhabbet var.

sprey şeklinde iyi bir şekilde sürerseniz. alanlar için daha uzun süreli olur. hem de formunu korur.(air brush)

bu işi yapacaksanız profesyonele doğru kayabilirsiniz.

@eksi sozlukte eksiyen adam dediği gibi ufak ikonik şeyler daha güzel olabilir.

Burada tek tek cevap verilmiyor galiba, toptan cevap yazayım.
Teşekkürler beğenileriniz için öncelikle.

Bunların internette şablonları var pdf halinde, onları indirip çıktı alıyorum, bir yüzüne de bir renk veya desen çıktı alıyorum vs. Bu şablonların bazıları paralı, ben telegram gruplarından indiriyorum premium (paralı) olanları paylaşmıyorlar ama paylaşa da bilirler. Yani eser başkasının aslında. Bir de bir satan buldum 50 tl demiş mesela "değmez 50 tlye satmam" diye düşünürken sadece a4 e çıktı alınmış halini, yani dediğiniz gibi kit olarak sattığını gördüm. Maliyeti 2 3 bilemedin 5 tl. Eser de başkasının. Etik gelmiyor. Açıkçası zaten onu alan yapamaz kendi kendine, ben pandeminin başından beri bu seviyeye geldim. Emeğimi, zamanımı satarım diye gireyim satma işine demiştim hani yapılmış puzzle satanlar gibi.

Sprey vernik denedim, sertleşmesi konusunda faydası olmadı. Saç spreyi falan sıkıyorlarmış denemedim ben. Türkçeye googlein reçine diye çevirdiği bir şey kullanıyorlar, adını unuttum şu masa falan yaptıkları kimyasal olabilir.

Küçük bir yerdeyim, bir de ev taşıyacağız, galiba okula vereceğim, boş bir sınıfta sergi gibi dursun.

Uzun yazdım kusura bakmayın.

Etsy gibi platformlarda benzerleri vardır, onlara bakıp nasıl kargoluyorlar açıklamalarına bakın, mesaj da atabilirsiniz. Çok güzeller gerçekten.

Şimdi baktım da yapılmışını satan bulamadım. Sadece template satıyorlar pdf olarak download şeklinde, onu da 20 tl 500 tl gibi alakasız fiyatlara satıyorlar ki satıcının da o tasarımı hazırlayan kişi olduğundan emin değilim, çok acayip.

etsy de dijital olarak dosyasini satin ya da gercegini amerikaya direk satin.

gercekten guzeller, iyi paralar kazanabilirsiniz

zar zor 1000 lira filan, ama dediğin gibi biriktirsen ne biriktirmesen ne, yılda 12 bin lira ediyor :D

Önceki yıllarda olsa atabiliyordum ama şuan o miktar çok azaldı çünkü hayat kalitesinden ödün vermediğimizden hayatta her ay fiyat artısına girdiğinden tasarruf git gide azalıyor. Ya aldığın ürünlerin kalitesini düşürüceksin eskisi kadar biriktiriceksin yada değiştirmeyip tasarrufu azaltıcaksın.
Bir de önceden işyerinde yılda 1 yapılan zam yeterliydi cünkü fiyat artışları çok oynak olmuyordu yıl içinde ama son 2-3 yıldır işyerleri her ay zam yapsa anca yetişilir çünkü her markete gittiğimizde mutlaka her şeye tekrar bir zam gelmiş oluyor

kenara daha cok atmanin sirrini malesef soyluyorum: geliri arttirmak. sadece biriktirme olarak dusunme 1000 tl bile olsa bilesik faizin gucunu azimsama

Öyle düşünmeyin ayda 1000 lirayı neden küçümsüyorsunuz?
Tl de tutmayın yeter. Aylık 1000 liralık altın alsanız seneye bu zamanlar 20 bin garanti. Altın hiç kaybettirmez arada düşmesine bakmayın uzun vadeli düşünün.

benim durum daha fena :)
500 tl atabiliyorum kenara

gelir artmadan bu miktarın da değişebileceğini düşünmüyorum. temel ihtiyaçlar dışında ot gibi yaşamamak, deşarj olmak için de kullanmak gerekiyor bence maaşı

ne kadar kazandığından bağımsız olarak "para nereye gidiyor bilmiyor" olman çok büyük problem. tüm harcamalarını kredi kartıyla yaparsan ay sonunda para nereye gidiyor ekstrenden anlarsın, ona göre harcamalarını kısarsın. bence oradan başla derim.

Biz kredi öder gibi düzenli olarak 3500 tl yatırıyoruz altın heaabına. ilk başta düzeni oturtması zor oluyor ama alışınca faturalardan önce onu yolluyorum.

bu ara benim maasi kenara atip hanimin maasini yiyoruz. daha once de tam tersiydi. daha oncesinde hanimin maasinin bir kismini atiyorduk. zamanla artiyor yani attigimiz miktar.

ben kendim arka koltukta takiyorum.

istersen inebilirsin diyorum.
arkada oturanın kemer takmaması, önde oturanlar için tehlike oluşturuyor.
içi sıkılıyormuş da bilmem ne, otobüsle devam etsin o zaman.

ben de takiyorum, biraz sert olun, yari saka yoluyla "bak ama aklim sende kaliyor" gibi seyler soyleyin. Ayrica sigara da icmesinler.

Sigara kullanan yok ailede o konuda rahatım da bu arka koltukta emniyet kemeri takmama isteğinin nedenini bi türlü anlamıyorum. Bazen hafif süratli giderken frene asılıp ön cama yapıştırıp bi ders verieyim diyorum ama onu yapmaya da gönlüm elvermiyor.

araba yurumuyor diyorum, zorla taktiriyorum bir sekilde.

bir arkadasin babasi onde, annesi arkada otururken cok da yuksek olmayan bir hizda kaza yapmislar. 60-70 falan. arkadaki kemer takmiyor diye onde kemer takan adami arabadan iki buklum cikarmislar. 2-3 kirik varmis omuriliginde. bunu ogrendikten sonra musamaha gosteremiyorum.

Takmıyorum, taktırmıyorum. Ama haklısın, belki bir dahakine taktırırım.

benim de böyle, araçtan indirmekle tehdit ediyorum. benim aracımda kesinlikle kemersiz kimse gidemez. arkamda oturanı düşündüğümden değil, kendimi düşünüyorum.

Şu videoyu izlet;

www.youtube.com

Benim bir arkadaşım vardı böyle, ısrar ederdim ama takmazdı, her seferinde de ölürseniz falan karışmam diyerek biraz espriyle sorumluluğumu redederdim, geçtiğimiz pazar günü yine kendisi arka koltukta otururken trafik kazası yapıyorlar, kafatası kırılıyor uzun sayılabilecek bir ameliyat oluyor, hala yoğun bakımda ama iyi. O dersini almıştır artık heralde ama evet genelde böyle insanlar.
O kaza yapan araç öndeki araca çarpmış, yaşam alanında bir hasar yok, öndekiler kemeri takılı olduğu için küçük sıyrıklarla inmişler ama arkadaki arkadaş neler yaşadı belli değil yani.

geçenlerde balıkesir yolunda bir otobüs kaza yaptı. ondan fazla kişinin öldüğü kazada bir kişi emniyet kemerini taktığı için hafif yarayla atlatmıştı, haberlere çıkmıştı hatta.
bunu anlatabilirsiniz. benim için bir uyarıcı oldu bu mesela.

cryptopanic.com

bu isini gorur muhtemelen.

KM dolmadan gerek yok ekstra bakıma, aksine uzun yol aracı şehir içi gibi yormaz, rahat rahat gider gelir şehir içindeki yoğun kullanıma göre.

6500 km olmuş bakım yapalı, 10 ya da 15 bindir periyodu o aracın. Kasım ayında bir yılı dolunca km beklemeden yaptırırsın.

yagi suyu tamamsa, lastik havalari da tamamsa hayirli yolculuklar bence.

yağına bakın. lastik havalarına bakın. devam edin.

Yağına suyuna bak, yapıştır.

bu kadar mesafe için bakıma gerek yok.

2012 c4 ise 10 yıl veya 180.000 km trigger değişimi var. km aldanıp atlama. trigger ile beraber devirdaimi de değiştirmen şiddetle tavsiye olunur.

evden cikinca hindistanin fakir mahalleleri gibi bir yerdesin. o konuda bir cekince yoksa baska sikinti yok.

sitesine göre değişir, iyi araştırıp girilmeli.
Onun dışında bi sıkıntısı yok. yeni, depreme dayanıklı, sağlam evler. mis gibi.

www.eksiduyuru.com

Kısa bir süre yaşamıştım fena değildi.
Çevreyi çok önemsiyorsanız olmaz. Sitede yaşıyorum diye çevrem hep benim gibi insanlarla dolsun derseniz o da olmaz. Oralarda yıkılan gecekondu sahiplerinin bir kısmı da binalarda yaşıyor.

aracın varsa olabilir. ancak site içi ve site girişindeki migros dışında hiçbir alanın olmayacak.

illa residance takıntısı yoksa aynı paralara 1km ileride gözcübaba-merdivenköy bölgesi çok daha yaşanılabilir bölgelerdir.

cok evden cikmiyorsan, ciktiginda da taksiyle gidip geliyorsan cok sikinti yasamazsin. onu acik deniz tarafina bakanlardan bulursan yasanabilir.

Metrobüse yürüyebileceğinizi sanmıyorum. sürekli her yere araçla giden tayfadaysanız konumu güzel. Ama komşularınız pek sizin kafanızda insanlar olmayacak.

komşuluk diye bi şey olmadığı için komşu sıkıntı olmaz

oralarda bir yerde, araclaysan ufak bi yokus iniyosun kocaman bi otoparkin onune cikiyorsun. otoparkin orda giris kapisi. disardan cok belli olmuyor.

Domain panelinde Domain ya da Subdomain ayarlarında name server tanımlama yerine 'redirect' vardır. Direkt onla yönlendirme yapılabiliyor.

@himmet dayi istediğim yönlendirme değil de point etme dedikleri şey. yani adres satırı değişmesin istiyorum.

CNAME kaydi olusturman dogru. DNS propagate etmiyor olabilir mi? Biraz bekleyince duzelecek bir sey olabilir. CNAME hanesine tam olarak ne yaziyorsun? bazi yerlerde sona bir . eklemen gerekiyor. basinda http falan da olmamali.

yani su sekilde:

bdomain.com.

bdomain.com'a girdiginde calistigini varsayiyorum normal. plesk nereden cikiyor? bdomain.com'da plesk var mi?

bdomain.com uzerindeki herhangi bir yazilim (reverse proxy veya server kodu vs.) kullanilan domainin bdomain.com oldugunu varsayiyor da olabilir. xyz.adomain.com gorunce host olarak afalliyor olabilir.

nginx falan kullaniyorsan belki server ayarlarindan o server name'i guncellemedigin icin plesk sayfasi aciliyor olabilir.

@robokot: DNS leri kontrol ettim işle dün yapılmıştı zaten ve CNAME kaydı bdomain.com'u gösteriyor. zaten domain Natro'daydı desteğe yazdım onlar güncelledi, sanmıyorum orada bir problem olsun. bdomain.com ise IHS üzerinde, IHS destekle uzun uzun yazıştık, en son bu mümkün değil dedi :)

@esea bilemiyorum ki, işte nasıl güncelleyeceğim, sormak istediğim de buydu zaten :)

iframe tekniği işinize yarayabilir.

xyz.adomain.com da aşağıdaki gibi bir index.html dosyası oluşturun.

blog.uzmantescil.com.tr

Hocam su hayatta kilifsiz ve cam korumasiz kullanilmaz.
Telefonu kac kere yere düşürdüm unuttum yani. Ama çizik yok spiegen kilif.
Ince kilif bulursunuz. Önemli olan ekranla aynı yükseklikte olmamasi. Öyle olursa ekran darbe alir.

Ben hiç telefonla kılıf kullanmadım ya, arada düşürüyorum da ama hiç bişey olmadı şimdiye kadar.

Ama düşse kırılsa gider yenisini alırım (ya da gider random bişey alırım, çok telefon kullanmıyorum zaten), çok umrumda olmaz. Çok umursuyor olsam herhalde kullanırdım.

pahalı bi telefon var kılıf kullanmıyorum baya da düştü. ön ve arkasında koruyucu cam var sadece. kılıfla kullanmak hiç güzel gelmiyor bana o yüzden.

ben de telefonla hic kilif kullanmadim. goruntusu ve hissi icin aldigim telefonu baska sekilde kullanmak hosuma gitmiyor. cam filmleri de goruntuyu bozuyor.

son model araç alıp üzerine branda çekip kullanmak gibi geliyor telefona kılıf takmak. düşerse düşsün ben o riski alırım. 10 yıldır hiçbir telefonum yere düşmedi zaten.

imar çeşitleri farklı farklıdır.Bina imarı, ticari imar vs vs . Villa imarlı olması iyi bir şey ama imar oranına bakmak lazım 400 metre yerde %10 imarlı olursa, çok bir işe yaramaz imarın artmasını beklersin

Villa imarından kastı H:6,5 metredir.

%25 den fazlaysa bişeyler yapılabilir, tabi ki arsa 400-500 metreden aşağı olmamalı. Ama en önemli etken konumu, etrafında yapılaşma var mı? Şehirleşme var mı? Başka villalar yapılmış mı?

Yoksa şehirden uzak bir arsanın villa imarı olmasının bir önemi yok.

canakkaleden arsa alinir mi bilmiyorum ama bilmedigin herhangi bir seye seye yatirim yapilmaz demek istedim.

Hocam bilen birine danışarak bilmediğim konularda, para kazandım. Haklısınız genel olarak ama bu ev, arsa olayları çok karmaşık konular değil bence, para elime geçene kadar biraz araştırma yapıp alacağım arsa. Ev alacak kadar çok değil çünkü para.

Ben de bilmediğim bölgeden arsa almam. Yaşadığın, tecrübe ettiğin bir yerden almak lazım. Şehir hangi yönde genişliyor vs bunların güncel halini bilmek ve ileriye yönelik öngörü sahibi olmak lazım. Ben olsam şu an yapacağım yatırımı arsadan çok teknolojik gelişmelere yaparım, ki öyle yapıyorum. Elektrikli araçların hayatımızda büyük yer edinmesi çok yakın mesela. Bunu sadece bir fikir olarak söylüyorum, tavsiye vermek amaçlı değil. Bu şekilde örneğin önümüzdeki 10 yıl içinde hangi sektör çok gelişir, atak yapar bunun cevabı hakkında bir öngörün, fikrin varsa buna yönelik paranı yatırıp unutman daha iyi olabilir.

Hocam çeşitli yerlerde mutlaka böyle yerler vardır. Eğer böyle bir yer ariyorsan sana güzel bir önerim var. Bursa'nın İnegöl ilçesinde Hocaköy barajı yapılacak yakın bir zamanda. Kendin araştır bak hatta ekapa girdiğinde görürsün barajın yapılacağını. Gülbahçe mahallesi nin baraja bakan güzel yerleri var. Dönümü 150k 200k gibi rakamlarda ama baraj yapıldıktan sonra orası nasıl olur. Allah bilir.

yanlis hatirlamiyorsam ayni istiyordu.

hayır, geçen bir arkadaşın limiti yetmedi benim kart bilgilerimi girip kiraladı. herhangi bir sorun çıkmadı.

supermis, daha once ben denedigimde olmuyordu kartin isim kismini degistirtmiyordu.

Bildiklerim içinde Avec nispeten uygun fiyat verir.
Aylık fiyatını da sorun daha uygun fiyat verebilirler 30 günde indirim oluyor

yolcu360'dan deneyin şansınızı. farklı firmaları görmüş olursunuz. ve madem uzun süreli olacak , bir kaç tanesini doğrudan arayıp sorun. çok kurumsal olmayan kiralama ofisleri, uzun dönem için internette yazmayan fiyatlarla araç verebiliyorlar, farklı düzenlemeler yapabiliyorlar. ama yaz dönemli olduğu için işiniz biraz zor.

garenta fena olmayabilir fiyatları

ben garentadan kiralamistim 15-20 gunluk.

windycar memnun kaldım hep